Yayınlanma tarihi: 03/12/2015 00:00

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu TÜRK-İŞ'in 22. Olağan Genel Kurulu 03 Aralık 2015 tarihlerinde Büyük Anadolu Hotel`de başladı.

Genel Kurula, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Siyasi Parti temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri, eski sendika yöneticileri, yabancı konuklar ve delegeler katıldı.

Genel Kurulu Divan Başkanlığını Toleyis Genel Başkanı Cemail Bakındı'nın Katip Üyeliklerini BASS Genel Başkanı Turgut Yılmaz ve Genel Başkanımız Veli Solak'ın yaptığı Divan heyeti yönetti. Divan Başkanı Cemail Bakındı genel kurulun içte ve dışta önemli sorunların yaşandığı bir dönemde yapıldığını belirterek, TÜRK-İŞ'in kurulduğu günden bu yana ülkenin sorunlarının çözümünde öncülük yaptığını söyledi.

Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu'nun konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bu sene güzel bir kamu sözleşmesi imzaladık, belki mükemmel değil ama güzel bir kamu sözleşmesi imzaladık. Düşük ücretleri belli bir seviyeye çektik. Özellikle vergi birimleriyle ilgili sıkıntılarımız var. Sene başında aldığımız zam yıl ortasından sonra eriyor, bir işe yaramıyor. Bununla ilgili önümüzdeki dönemde bu konunun bir daha gündeme gelmesiyle ilgili çalışma yapılmasını talep ediyorum" dedi.

İşçi emeklilerinin maaşları hakkındaki taleplerini dile getiren Atalay, "Bu ülkede emekliler var. Hepimiz oraya gideceğiz, emekli olacağız. Memur emeklileri 2 yılda bir memur zammından istifade ediyorlar ama işçi emeklileri de kamu sözleşmelerinde her 2 yılda bir yapılan zamdan istifade etmeleri gerektiğini ifade ediyoruz. Taleplerimizden bir tanesi de bu" şeklinde konuştu.

Kadına şiddet konusunda alınması gereken tedbirlere değinen Türk-iş Genel Başkanı Atalay, "Kadına şiddetle ilgili son 5 yılda ülkemizden bin 134 tane kadınımız şiddete mağdur kalıp rahmetli oldular. Bununla ilgili Türk-İş olarak her platformda kanaatimizi ifade ediyoruz. Devlet kendisiyle ilgili cezaları gözden geçirsin ama kişiyle ilgili cezalara da indirim olmasın. Ne hak ediliyorsa o ceza verilsin ki bu meseleler son bulsun, bu meseleler önlensin" değerlendirmesinde bulundu.

"Bu ülkede GDO'lu ürünlerle ilgili zehirlenmeye devam ediyoruz" diyen Atalay şöyle devam etti:

"Altı ayda büyümesi gereken pirinci bir buçuk ayda büyütüp bize yedirmeye devam ediyorlar. Gelişmiş ülkeler kendi kullanmadığını bize yollamaya gayret ediyor. Bununla ilgili sendikalar, kitle örgütleri üzerine düşeni yapmak zorunda. Ekilebilir arazimizin 3'te 1'ini ekiyoruz. Tarım arazilerine inşaatlar yapılmaya devam ediliyor."

Genel Kurula katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakınız Türkiye uzun yıllar 1 Mayıs krizleri yaşadı. 1 Mayıs'ın İşçi Bayramı olarak kutlanılması için pek çok mücadele verildi. Gerekli düzenlemeleri yaparak 1 Mayıs'ı resmen İşçi Bayramı olarak ilan ettik. Resmen kabul edilmiş bir bayram olmasına rağmen yine ortalığı yakıp yıkanlar, polise saldıranlar var." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin bugünü dününden iyi, yarını da bugününden iyi olsun.Asgari ücret 184 liraydı, bugün 1.000 lira. Yılbaşından sonra 1.300 liralık asgari ücreti konuşuyoruz.Asgari ücreti ne olarak tanımlıyoruz; 1300 liranın altında hiçbir işveren yanında çalıştırdığına ücret veremez. En az vermesi gereken rakam 1300 lira.İster batıda, ister doğuda asgari ücret daha azı olamaz. Güneydoğu'da geçim şartları kolay 600-700 lira verelim diyemezsin 1300 TL vereceksin." dedi.

"Yeni anayasa meselesi, aslında tam anlamıyla bir memleket meselesidir" diyerek, "Türkiye tarihinde ilk defa, siyasetçilerin iradesiyle bir sivil anayasanın yapılabileceği dönemin açıldı. 1 Kasım'da önümüze açılan yeni dönemi, hep birlikte en iyi şekilde değerlendirmeli ve fırsata çevirmeliyiz. Bu tarihi fırsatı değerlendirmek, yeni anayasanın altında imzası olan herkese, inanıyorum ki şeref kazandırır. Gelin bu şeref, 26. Dönem Meclisi'ne, bu Meclis'te görev alan milletvekillerine ait olsun" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin nasıl Balkanlara, Kafkaslara, Akdeniz havzasına, Irak'a bigane kalması söz konusu olamazsa, Suriye'de yaşananları da kesinlikle yok sayamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Rusya, Suriye'de ne arıyor?" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın, "Birleşmiş Milletlerin, kendilerine verdiği yetkiyi kullandığını" söylediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Neymiş o yetki? Eğer o ülkenin yönetimi davet ederse gidilirmiş. Oraya gitmek mecburiyetinde değilsiniz. 380 bin insanı öldüren katil Esed'in davetine icabet etmeye mecbur değilsiniz. O gayrimeşru bir yönetimdir, meşru değildir, bunu görmek durumundasınız. Bunu ben Sayın Putin'in kendisiyle çok konuştum. Onun için burada açık ve net söylüyorum; biz tüm komşularımız gibi Suriye'nin de egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılıyız ama şu gerçeği de görüyoruz"

Katar'ın mültecilerin bir kısmını almak ve iş gücü anlaşması yapmak istediğini anlatan Erdoğan, İŞKUR vasıtasıyla nitelikli veya niteliksiz, Katar'a Türk vatandaşı da göndereceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu meselede ayrıca Suriye ile ilgili görüş farklılığımız olan ülkelere karşı özel bir husumetimiz yoktur. Bununla birlikte, egemenlik haklarımızla ilgili hassasiyetimizden en küçük bir taviz vermemizi de kimse bizden beklemesin. Bu millet aç kalır, açıkta kalır ama asla istiklalinden vazgeçmez" dedi.

Genel Kurul'un konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Süleyman Soylu, "Dün Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda yapılan toplantıda huzurunuzda gerek işçi, gerekse işveren temsilcilerimize teşekkür ediyorum. 1 Kasım seçimlerinden önce milletimize verdiğimize söz verdiğimiz 1300 liralık rakam üzerinden hiçbir tereddüt olmadan insanımızın çalışma hayatındaki barışı temin edecek bu kararlılığı iki taraf da bütün taraflar da aynı anlayışı ve aynı sıcaklıkla ortaya koydular" dedi.

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olduğunu belirten Soylu, AK Parti hükümetlerinin 2002 yılından bugüne kadar 40 bin 655 engelli memura iş kapısı açtığını ve onları kamuyla beraber buluşturduğunu vurguladı. Soylu, "Bu yıl 4 bin 600'ü aşan sayıda bir alım söz konusu olmuştu. şimdi hem bu ay içerisinde hem de 2016'nın ilk aylarında 4 bin engelli vatandaşımız daha işe girecektir. Ayrıca yine talimatlarınızla başlayan başka bir projede engellilerimizin iş yeri açması konusundadır. Bugün bu fonda şükürler olsun ki 80 milyon TL'lik bir birikim söz konusu. Bunun 15 milyon TL'si hem istihdam kapısı açmak hem de onların iş aleminin içerisinde bulunması için bir şekilde birikim olarak ortada durmaktadır. Bu sadece engelliler konusunda yapılan büyük değişimlerin ve büyük devrimlerin çok ufak bir parçasıdır" dedi.

Genel Kurul'da konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Orta Doğu bataklığında bizim ne işimiz var arkadaş. Bana ne Orta Doğu bataklığından, niye gidiyoruz oralara? Neden oralara silah gönderiyoruz? Neden Müslümanı Müslümana kırdırıyoruz? 40 binin üzerinde çocuk öldü. Sadece 2,5 milyon Suriyeli burada. Şimdi Avrupalılar ne diyorlar; 'Aman ha Suriyeliler gelmesin bize.' Size 3,5 milyar vereceğiz, siz bakacaksınız. Türkiye toplama kampı mı arkadaşlar" ifadelerini kullandı.

Suriye'den Türkiye'ye gelen göçmenlerle ilgili sorunlara çözüm önerilerinde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Gittim Brüksel'de bana sordular; 'Bu göç nasıl engellenir' diye. İki şekilde engellenir dedim. Birincisi, eğer bir insan ölümü göze alarak 'Ben Almanya'ya, Fransa'ya, İngiltere'ye gideceğim' diyorsa onun önüne duvar da örseniz o adam gider. Ölümü göze alarak gidiyor oraya. Bunun için birinci şart Suriye'de iç savaşı bitireceksiniz. Yeter mi? Yetmez. İkinci şart elinizi cebinize atacaksınız Suriye'yi yeniden onaracaksınız. Ondan sonra bu Suriyeliler kendi topraklarına, ondan sonra da tamamı gitmez. Türkiye'de olması neyi değiştirir. Avrupa'daki beyler rahat edecek, biz sıkıntısını yaşayacağız. Olmaz öyle şey. Biz toplama kampı mıyız? Esnaf perişan, gidin bakın. Niye böyle bir ortama izin veriyoruz."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "İç politikada birbirimize değişik eleştiriler yapabiliriz. Bunlar bizim içimizde, bunları bir şekliyle biz sindiririz. Siz bana kızarsınız, ben size kızarım ama dışarı çıkarız tokalaşırız, bir araya geliriz, birbirimize hak veririz veya eleştiririz. İç politikada kendi dertlerimizle bir araya gelebiliriz ama dış politika öyle değildir" dedi.

Sendikacılık hareketindeki düşüşlere değinen Kılıçdaroğlu, "Bunları anlatmamın nedeni şu; yanlışımız varsa çok rahatlıkla söyleyebilirsiniz, eksiğimiz varsa onu da rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Özellikle ben gocunmam, her eleştiriden ders çıkaran bir genel başkanım. Bir eksiğimiz var ki vatandaşımız eleştiriyor bizi. Onu dinlemeye özen gösteririm ama lütfen sizler de birer özeleştiri yapın. Sendikacılık hareketi bu kadar kan kaybediyorsa, yüzde 5,5'e düşmüşse oturup bir düşünmemiz lazım neden böyle oluyor diye. Oturup sorgulamamız lazım. Eğer bunu sorgulamazsak yakında siz kapılara kocaman birer kilit vurabilirsiniz" şeklinde konuştu.

"Doğrulardan yana tavır almak zorundayız" ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yer sofrasına oturan insanların karınlarının doyması lazım. Benim yaşamım sizin yaşamınız gibidir. Siz evlerinizde nasıl yaşıyorsanız bende öyle yaşıyorum. Sizin gençliğiniz, çocukluğunuz nasıl geçtiyse benim de öyle geçti. İddia ederim Anadolu'nun her köşesini bilirim. O insanların dramının tamamını bilirim. O insanların nasıl mutlu olması gerektiğini de hepimiz iyi şekliyle bilmek zorundayız. Kendimizi o dünyadan koparamayız. Sendikacılık hareketinin hangi badireleri aştığını siz benden çok daha iyi bilirsiniz. Hangi bedellerin ödendiğini siz benden çok daha iyi bilirsiniz. Hapishanelerde çürüyen, bedel ödeyen sendika liderlerini siz benden çok daha iyi bilirsiniz. Onların haklarını, onların alın terlerini teslim etmek zorundayız. Onu yapmazsak zaten kendi tarihimizle ters düşmüş oluruz" diye konuştu.

Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu çalışmaları 6 Aralık 2015 tarihinde yapılacak seçimlerle sona erecek.









BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ…
(24/02/2024 20:22)