Yayınlanma tarihi: 05/12/2015 00:00

Sayın Başkanım, değerli delege arkadaşlarım,

Öncelikle 4 Aralık Dünya Madenciler Gününü kutluyor, maden ocaklarında hayatlarını kaybeden bütün maden şehitlerine Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Kongremiz Türk-İş'e yakışır bir şekilde devam ediyor, emeği geçen herkese buradan teşekkür ediyorum.

Dört yıl önce burada bir şey söylemiştim. Bugün yine aynı şeyi söylüyorum. Türk-İş nerede biz oradayız. Kayıtsız şartsız Türk-İş'i destekliyoruz. Türk-İş hepimizin.

Benden önce konuşan değerli başkanlarımız sorunlarımıza tek tek değindiler. Hepsinin altına imzamızı atıyoruz.

1 Kasım'da yapılan genel seçimlerde halkımız tek parti iktidarından yana tercihini kullandı. 64.ncü Türkiye Cumhuriyet Hükümeti kuruldu ve çalışmalarına başladı.

Bu seçim döneminin bizim açımızdan başka bir önemi daha vardır. O da, seçim öncesinde milletimize vaat edilenlerin bir an önce hayata geçirilmesi, verilen sözlerin zaman geçirilmeden yerine getirilmesidir.

Halkımız, özellikle ekonomik temelli vaatlere destek vermiş, bu konudaki beklentisini ortaya koymuştur. Bizler de, çalışanlarının temsilcileri olarak, siyasi partilerin seçim beyannamelerinde, çalışma hayatına ve sosyal hakların geliştirilmesine yönelik vaatlerin takipçisi olacağız.

Özellikle taşeron işçiler, emekliler ve asgari ücretliler için verilen sözlerin ve başta gençlerimiz olmak üzere, toplumun tüm kesimlerine yönelik vaatlerin yerine getirilmesi için üzerimize düşeni yapacağız.

Çalışma hayatında yaşanan sorunlarımız artarak devam etmektedir. Bir yandan taşeronlaşma, işsizlik, esnek çalışma, geçici işçi sorunları, işçi sağlığı ve güvenliği sorunları, yetersiz ücretler, adaletsiz gelir dağılımı gibi sorunlarımız devam etmektedir.

Emeği ve alın teriyle çalışanlar maalesef ağır yaşam koşulları altında her geçen gün daha da ezilmektedir. Sendikalar olarak, Bu sorunların işçilerin talepleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması öncelikli hedefimiz olmalıdır.

Değerli arkadaşlarım bizim sloganımız şu olsun 'Vergi Dilimi İnsin İşçinin Yüzü Gülsün'. Çalışanlarımız artan vergi dilimi nedeniyle Ocak ayında aldığı ücreti ciddi anlamda eridiği için Aralık ayında alamamaktadır. Bu mağduriyetin giderilmesi için yıl boyu sabit vergi oranı belirlenmesi konusunda yasal değişiklik yapılmalıdır.

Benimde üyesi bulunduğum Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına 2 Aralık'ta başladı. Hükümet tarafından 1.300 TL önerilmekte. Türk-İş'in yaptığı araştırmaya göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.391 TL, Yoksulluk sınırının 4.530 TL olduğu bir dönemde bu teklifi kabul etmek mümkün değildir.

Sayısı milyonları aşan ve taşeron şirketlerin işçisi olarak çalışan işçi kardeşlerimiz; asgari ücretle, primsiz, yan ödemesiz, pek çok sosyal hak, güvence ve örgütlenmeden yoksun olarak çalıştırılmaktadır.

Kıdem tazminatı ödememek için her yıl sözleşmeleri feshedilmekte, daha sonra şirketin ismi değiştirilerek yeni sözleşme tekrar aynı işverenle imzalatılmaktadır. Bununda adı kelimesi kelimesine çağdaş köleliktir. Tek çözüm; çalışanların sendikalaşması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır.

Bildiğiniz gibi hırsızlık suçtur. Ancak ülkemizde emek hırsızlığı suç değildir. Biz arkadaşlarımızı sendikamız çatısı altında uzun çalışmalar sonunda örgütlüyoruz. Birileri bürokratları, genel müdürleri, daire başkanlarını kullanarak baskı ve tehdit yoluyla üyelerimizi çalıyorlar. Ben buradan bu emek hırsızlarını kınıyorum ve lanetliyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle; TÜRK-İŞ'in 22.inci Olağan Genel Kurulu'nun ülkemize, milletimize, Türk Çalışma Hayatına ve tüm çalışanlarımıza hayırlar getirmesini diliyor, hepinize yetkili kurullarım adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum.